Öncelikle şunu söylemeliyim ben İzmirliyim. Ama kebaba özel bir ilgim var. Benden balık yememi bekleyenler, hayal kırıklığı yaşayabilir. Yeri geldiğinde, size sunabileceğim kadar iyi yerlerde balık yediğimde tabii ki haberiniz olacak. Şimdiki durağımız Zübeyir Ocakbaşı.
Gerçek bir ocakbaşı. Başka yerlerin aksine, ocağın başında oturup keyifle kebapları ve etleri yiyebiliyorsunuz. Ama ne etler, ne kebaplar... Adres tarifine girmeyeceğim, sitesinde iletişim bilgileri var. Mezelere ve salatalara ayrı bir yer vermek lazım. Özellikle gavurdağı salatası benim İstanbul'da yediklerim arasında en iyisi. Tabi her şey yerinde güzel; bu tatların orijinalleri memleketlerinde sizleri bekler. Gavurdağı salatası, közde patlıcan ezme, Van cacığı (normal cacıklar gibi sulu değil) ve kabak ezmesi harika başlangıçlar ve mezeler.
Sosyete lahmacunu adını verdikleri bir şey var. Nedeni de soğansız olması. Lavaşı kuyruk yağı ve baharatlara bulayıp pişirdikleri çok lezzetli bir hamur. Kendinizi kaptırıp çok fazla yiyebiliyorsunuz. Aslında bu blogda heyecanıma yenilip, kendi fotoğraflarımı çekmeden, başka yerlerden bulduğum fotoğrafları kullandım. Mekanın havasını tam olarak aktaramıyor olabilirim. Neyse ne diyordum; etler müthiş. Kaburga mutlaka yenmeli, üstelik on parmak. Adana-Urfa denilen kebaplar her yerde yediğiniz gibi değil. Saymadıklarımı beğenmiyorum zannetmeyin. Hepsi teker teker denenmeli.
İşte meşhur gavurdağı. Afiyet olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder